“İngiltere’de binlerce kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre erkeğin IQ’su arttıkça ‘kaçamak’ sayısı azalıyor, tekeşlilik, liberalizm ve ateizme meyli artıyor.” denmişti ancak gerçek hiç de öyle değil.
Stephen Hawking, dünyanın en önemli teorik fizikçilerinden biridir. Müthiş zekası ile, sayısız eserleriyle biliniyor. Ünlü fizikçi 20’li yaşlarının başındayken yakalandığı ALS hastalığıyla da biliniyor. Hastalık onu yıldan yıla daha çok zorladı ve sonunda tekerlekli sandalyeye mahkum bir şekilde yaşamaya başladı ve konuşamaz oldu. Stephen Hawking ilk evliliğini Jane Wilde ile yaptı. Henüz genç birer üniversite öğrencisiyken tren istasyonunda tanışmışlardı ve 1965’te hemen evlenmişlerdi. 1960’ların sonlarına doğru kol ve bacak kasları onu ayakta tutamayacak duruma gelmişti. Zorla da olsa Stephen’ı tekerlekli sandalye kullanmaya ikna ettiler. 1967’de Robert adını verdikleri bir erkek, 1970’de de Lucy ismini koydukları bir kızları oldu. Hawking, 1979 yılında bir kez daha baba oldu.
1985’te sesini de kaybeden Hawking, tekerlekli sandalyesindeki, yazıları sese dönüştürebilen bilgisayarı vasıtasıyla iletişim kurmaya başladı. Bakıcısı olan Elaine Mason ile gönül ilişkisi kurmaya başladı ve daha da ilerletti. Bu ilişki yüzünden evliliği sona erdi. 1995 yılında resmen boşanmalarının ardından Stephen Hawking, bakıcısı Elaine Mason ile evlendi. Hawking’in Elaine Mason ile evliliği de Ekim 2006’ya kadar sürdü.
Erkekler aldatmak isteyince tekerlekli sandalyede olsa bile, konuşamasa bile aldatabiliyor.. Zeka değil, sadakat önemli olan.