Günlük koşturmalar içinde kendi kendimize, kaderimize sitem ettiğimiz öyle zamanlar oluyor ki.. Şükretmeyi unutuyoruz adeta.. Ayakta durabiliyorsak, tüm işlerimizi kendimiz yapabiliyorsak ne mutlu bize. Tek parmağıyla yaşam mücadelesi veren Hatice Özkan’la tanışmalısınız.
Henüz 10 aylıkken doktorlar tarafından SMA teşhisi konularak iki yıl ömür biçilen Hatice Özkan, yatağa bağımlı olarak sürdürdüğü yaşam mücadelesiyle parmak ısırtıyor. Tek ayak parmağını kullanabilen ve iki üniversite okuyan genç kız, “Engelliler sadece işe yaramayan ikinci sınıf vatandaş gibi yansıtılıyor. Ben bunu böyle olmadığının canlı bir kanıtı olduğunu düşünüyorum” dedi.İzmir’de Murat-Döndü Özkan çiftinin ikinci çocukları olan Hatice Özkan, imkansızlara karşı savaş açtığı hayat hikayesi ile örnek oldu.
Özellikle kendisi ile aynı kaderi paylaşan engelliler için olağanüstü bir çabada bulunan Hatice Yılmaz engellilerin yaşadıkları sorunları ve taleplerini, kullanabildiği sol ayak başparmağı ile bilgisayardan çeşitli köşe yazıları yazarak iletmeye çalıştığını söyledi. Yılmaz, “Yazılar da zamanımı alıyor. Bir sayfayı 48 saatte yazabiliyorum. Yazılarımı yazabilmek için daha önce ailem ve arkadaşlarımdan yardım aldım. Ancak kendi duygularımı yeterince ifade edemediğimi düşündüğüm için daha sonra bilgisayardan tek ayak parmağımı kullanarak kendi emeğimle yazılarımı yazmaya başladım” dedi. Hem de iki üniversite bitirmiş. Bir Adli bölüm, bir de kamu yönetimi okumuş.
Hala “Benim şuyum yok, benim buyum yok.” diyorsanız lütfen kendinize gelin. Bu hayatta bir kez bile ayakta durabilmek için çok şeylerini feda edebilecek insanlar var. Hatice Özkan, tek hissedebildiği yer olan ayak parmağıyla internette dolaşıyor, kendisi gibi arkadaşlar edinip onlarla sohbet ediyor. Bu şekilde hayata tutunan Hatice herkese örnek olsun..
İşte kendi yazdığı yazılarından biri:
Bu köşe yazımda şundan bahsetmek istiyorum ben aylardır engellilerin sorunlarına çözüm üretmek gibi şeylere dikkat çekmeye çalıştım ama asıl önemli konulardan bir tanesi engelli olmanın engellenebilmesi.
Tabii ki benim gibi doğuştan engelli olanların bir sürü tedavi süreci var ama engelli olarak dünyaya gelmeyen ya da belirli bir hastalık neticesinde engelli olmak zorunda kalmayan kişiler, trafik kazaları, doğal afetler vs. sekilerde engelli olan, hayatında birçok şeyi yapabiliyorken bunları yapamaz hale gelen insanlar hakkında konuşmak istiyorum.
En zor asama bu durumu kabullenme aşamasıdır. Doğuştan engelli olanlar ya da hastalık neticesinde engelli olanlar bu durumu daha geniş zamanda yeterince düşünerek kabullenebiliyorlar ancak bu değişimi aniden yaşayanlar, kaza gibi talihsiz olaylar neticesinde engelli olanların durumu kabullenip hayata devam etmeleri daha zor oluyor. Ben böyle gözlemliyorum çevremde.
Tabii ki güçlü olup her şeye rağmen ben pes etmeyeceğim diyenler illa ki asıyor bunu ama bunlar önüne geçilmeyecek şeyler değil tabii.
O arabalar o kadar hızlı kullanılmak zorunda mı, gideceğimiz yere 5 dk geç gitmek hayatımızın geri kalanını tekerlekli sandalyede geçirmekten daha mı iyi diye sormadan edemiyorum kendime? Ucunda ölüm bile var bu aceleciliğin.
Tüm bunlar neyin koşuşturmacası neyin acelesi? Ben bir şeyleri yapamamanın nasıl bir duygu olduğunu biliyorum.
Trafikte çılgınca araba, motosiklet kullanana gençler belki eğleniyorlar, iyi vakit geçiriyorlar kendilerince bir şeyler kanıtlıyorlar ama bunları yapabiliyorken yapmıyor olmak, herkes diyor ya hepimiz birer engelli adayıdır diye, böyle olmak zorunda değiliz aslında.
Kendisini bu şekilde kısıtlayan kişiler engelli olmadan önce engelli olmamak için çaba sarf etmek gerekiyor.
Bence en fazla trafikte bu bilinçle hareket etmek gerekiyor özellikle gençlere ve çocuklara bu bilinci açıklamak gerekiyor, alkollü araç kullanmamak gerekiyor.
Demiyorum ki kimse eğlenmesin iyi vakit geçirmesin sadece direksiyon basına geçecek durumda değilse kişi toplu tasıma kullansın ya da taksiye binmeli bu tekerlekli sandalyeye binmekten daha zor değil.
Sadece bunları hatırlatmak istedim engellilerin sorunları kadar engelli olmadan önce de çözülmesi gereken pek çok sorun var bunları çözebilmek dileğiyle…