Sivrisinekler yaz aylarında bize ve özellikle çocuklara oldukça çok çektiriyor. 2015 yılında Caltech’te yapılan bir dizi deney ile dişi sivrisineklerin insan hedeflerini algılama stratejileri modellendi. Bu modele göre, sivrisinekler bizi bulabilmek için koku alma, görme ve ısı algılama duyularını birlikte kullanıyor.
Sivrisinekler nefes verdiğimizde çıkan karbondioksitin kokusunu yaklaşık 50 metrelik bir menzilden algılayabiliyor. Karbondioksit kaynağına yaklaştıkça, 5-15 metre arası mesafede hedefini görsel ipuçlarıyla netleştiren sivrisinekler, bir metre öteden vücut ısımızı algılayarak bizi bulmuş oluyor. Karbondioksit kokusu almayan sivrisinekler görsel ipuçlarına itibar etmiyor.
Ancak buldukları kaynağın “insan” olduğundan emin olmak için sivrisineklerin farklı işaretlere ihtiyaçları var. Mart 2019’da yayımlanan bir araştırmada, özellikle insan kanını tercih eden sarı humma sivrisineklerinin (Aedes aegypti) antenlerinde bulunan “Ir8a” adlı proteinin, insan terine özgü bileşenlerden laktik asite duyarlı olduğu anlaşıldı. Yapılan deneylerde, CRISPR/Cas9 gen düzenleme yöntemi ile Ir8a geni bozulan sivrisineklerin yaklaşık yarısının insan terini algılayamadığı görüldü. Bu çalışma ile bilim insanlarının yaklaşık 50 yıl önce kurdukları hipotez doğrulanmış oldu. Diğer taraftan, araştırmacılar sivrisineklerin laktik asite ek olarak insan terinde bulunan diğer uçucu asitleri de algılayabildiklerinden şüpheleniyor