“Artık eski yakın dostluklar kalmadı. Çat kapı çekinmeden girilen evler kalmadı.” deyip duruyoruz ya, aslında bunun sorumlusu biziz. İyice tüketim toplumu olduk. Her şeyi anında tüketiyoruz. Yiyecekleri içecekleri geçtik de dostlukları da tüketmeye başladık. Eskiden sohbet yanına bir çay demlenip yanına da kaymaklı bisküviler konuldu mu her şey tamamdı. En samimi sohbetler de bu ortamlarda gerçekleşirdi.
Şimdi işin içine sosyal medya da girince her yediğimizi içtiğimizi fotoğraflayıp yayınlamaya başlayınca bazı şeyleri değersizleştirdik. En yakın dostumuzu bile evimize çağırmak bize külfet gibi geliyor. Neymiş? Pastası, böreği, çöreği yapılacakmış. Salatası, kısırı da olmazsa olmazmış. Ee çalışan kadınlar ne yapsın? Akşamın belli saatinde evine gelen kadın hangi arada hazırlık yapsın da arkadaşını akrabasını çağırsın? Önceki günün akşamından hatta sabahından hazırlıklar yapılmaya başlanıyor. Tatlısı tuzlusu derkenn beş çeşitten aşağısı kurtarmıyor. Bir çay yanına kek yetmiyor çünkü.
Hey hanımlar! Eziyeti kendi kendimize biz yapıyoruz. Bırakalım artık bu gösterişi. “Ben daha çok çeşit yaparım. Ben daha marifetliyim.” havalarından vazgeçelim. Hem yaptıklarımız da dost yiyecekler değil. Sonrasında bize kilo olarak geri dönüyor. Eski günlerdeki huzurumuza yeniden kavuşalım.
Sevgilerle..
Etiketlereve misafir çağırmak kabul günleri