İçimizde evli olduğu erkekten şiddet gören, nişanlısından şiddet gören ve hatta kendi erkek çocuklarından şiddet gören kadınlar var. Peki bu şiddetin sorumlusu kim diye düşündünüz mü?
Kadına şiddetin sorumlusu yine kadınlardır. Bir erkeği eğitirseniz bir adamı eğitirsiniz, bir kadını eğitirseniz bir kuşağı eğitirsiniz. Yani kız çocuklarının eğitimi her şeyden önemli. Erkek çocuk doğuran bir kadın eğer kız çocuk doğurmaktan daha çok mutlu oluyorsa orada bir durup düşünmesi gerekiyor. Bazı kesimlerde erkek çocuğuna verilen önemi biliyorsunuz. Bunu genelde erkekler yapıyor ancak yapan kadınlar da var. Hele de toplum içinde “Ben erkek doğurdum.” diyenlere bile şahit olduk.
Bir anne birbirine yakın yaşlardaki kız ve erkek çocuğuna farklı davranıyorsa, ayrım yapıyorsa eşitsizlik burada başlıyor. Kız çocuğunu ezip ona her işi yaptırıyor, erkek çocuğuna ise “O erkek,o otursun.” diyorsa erkek çocuğunun “Ben farklıyım.” algısı başlıyor. Böylece sürekli yerinde oturan, ayağına hizmet bekleyen erkek çocuklarını kendi ellerimizle yetiştiriyoruz. Bir yumurta kırmaktan aciz, hazır bir yemeği bile kendisi ısıtıp yiyemeyen zavallı erkek çocuklar ortaya çıkıyor. Sonrasında da yine kendimiz şikayet edebiliyoruz. Bir sorumlu arıyorsanız o sizsiniz..
Erkek çocuklarına verdiğiniz aşırı değer sonunda kendisini iyice farklı bir yaratıkmış gibi görmeye başlayan, sürekli yüceltilen çocuk artık başına buyruk davranmaya başlıyor. Gösterdiği şiddete eğilimli davranışları ve “Ben ne istersem yapabilirim.” düşüncesi sonucunda da sağa sola saldıran hatta kendi annesine bile el kaldırabilen erkek çocukları yine bizim eserimiz.
Ey kadınlar artık kendinize gelin! Cinsiyet ayrımı yapmayın. Erkek çocuğu da elbette bazı işlerin ucundan tutabilir. Erkek çocuğu hamura ellemekle cinsinden bir şey kaybetmez. İyi yetişirse ileride kendi eşine ve çocuklarına da daha faydalı olabilir. Sonucunda mutlu bir aile kurması da kuvvetle muhtemeldir.