Kadın Bakışı Hayata Kadın Gözüyle Bakıyoruz…
Dil eğitiminde en önemli rol aileye düşüyor. Normal bir ailede dil eğitimi zaten kendiliğinden ilerlerken sorunlu ailelerde yetişen çocuğun dil gelişimi de yaşıtlarına göre geride kalıyor. Aile içinde geçimsizlik varsa çocukta kekemelik gibi sorunlar görülebiliyor.
Yurt dışında yaşayan ailelerde görülen en önemli sorun “ana dil” eğitimidir. Çocuğun Türkçeye hakim olabilmesi için ev içinde sürekli Türkçe konuşulması gerekir. Okul hayatında yaşadığı ülkenin diline adapte olması gereken çocuk ana dilini okulda konuşulan dil zanneder. Eve geldiğinde de yine bu dil konuşulmaya devam ediliyorsa iş işten geçtikten sonra “Yavrum Türkçe de konuş.” demenin bir anlamı yoktur. Zira dil eğitiminde kritik dönemler vardır. Bir çocuğun 5 yaşına kadar ana dilini öğrenmiş olması gerekir. Bu yaştan sonra ne yaparsanız yapın öğretmek istediğiniz dili yeterince benimseyemeyecektir. Nasıl ki bizler belli bir yaştan sonra öğrendiğimiz yabancı dili konuşurken rahat olamıyorsak, hata yaparız korkusu taşıyorsak çocuklar da aynı duygulara sahiptir. Bu yüzden evde ana dilimizi konuşmaya özen göstermeliyiz.
Her ailede durum bu değil aslında. Milliyetçi duygulara sahip olan aileler çocuklarına ana dillerini güzel bir şekilde öğretiyorlar. Türkiye’ye geldiklerinde de yabancılık çekmiyorlar.
Unutmayın ki siz Türksünüz ve Türkçeye gereken önemi vermelisiniz. Dilini unutan bir neslin bozulması an meselesidir. Nitekim Avrupa’da yaşayan bazı vatandaşlarımıza baktığımızda yabancılarla evlenme ve kültürel yozlaşmaları görmek mümkündür.