Çocuk denecek yaşta evlendirilen kadınlar yaşadıklarını anlatıyor. Dinleyenlerin içi burkuluyor. Kendi ağzından yaşadıkları şöyle:
Köyde yaşadık, büyüdük. Akraba evliliği yaptım. Kayınvalidem de halamdı. Anneannemle kaldığım zaman eşimle tanışmıştık. Daha doğrusu bir ağabey kardeştik. Eşim benden on, on bir yaş büyüktü. Anneannemin yanında fazla kalamadım. Çok sıkılıyordum ve ailemi özlüyordum. Üç yıl kaldıktan sonra beni annemlerin yanına geri gönderdi.
Halam bayramın ilk günü bize geldi. O zaman küçüğüm, dışarıda oynuyordum. Sonra gitti. Sonraki gün tekrar geldi. Yanında başkaları da vardı. Ama bu defa beni istemeye gelmişlerdi. İşte verdiler, düğün olacak. Hemen nişan oldu. Nişandan sonra sürekli ağlamaya başladım.
Düğünümüz oldu. Beni baba evinden alıp köye götürdüler. Kaynanam, halam olduğu için kimse benimle birlikte gelmemişti. Akşam oldu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Korkuyordum. İlk gecem çok kötüydü. Şu an hatırlıyorum da. Eşim daha yanıma gelmeden önce titremeye başladım, bayıldım. Kolonya falan verdiler. Beni ayılttıktan sonra eşim geldi odaya. Bana, “Gel seninle evcilik oyunu oynayalım” dedi. Bu cümleyi hayatım boyunca unutmayacağım. Annemi, babamı hiç affedemiyorum gerçekten. Yani çocuk ya bilmez diye “Gel oyun oynayalım” dedi, anlamadım. Şimdi aklıma geliyor hiçbir şey diyememişim.