Aşk denilince akla hemen kalp gelir değil mi? sevgi kalple anlatılır ve küçüklüğümüzden beri kalplerle aşkı anlatırız… Kalbin görevi kan pompalamak olarak biliniyor ve düşünüldüğü zaman hiçbir bağlantı kurulamayabiliyor. Kaldı ki çizilen kalp şekliyle organımız olan kalbin şekil olarak hiç alakası da yok… Kalbimiz en önemli organımız ve kalp çalışmayınca yaşam da biter. Fakat bu sebepten ötürü aşk ile kalp bağdaştırılmış olamaz. Aslında hormonları beyin kontrol ediyor. Beynimizdeki aşk işlevini genlerimiz kontrol ediyor. Aşık olunacak kişiyi de genetik miras belirliyor. Yani aşk beyinle başlıyor ve kalple de bir alakası yok. Sevgi, üzüntü, sevinç gibi olayların merkezinin uç beyin olduğu bilinmektedir. Aşk ile kalbin bağlantısını çoğu insan düşünmemiştir bile.
Aşk ile kalp arasındaki bağlantı yalnızca şu olabilir ki, beyinden hormonların salgılanmasıyla birlikte kalp çarpıntısı yaşanıyor.Aşık olma durumunda kalbin hızlı atması ile aşk doğrulanabilir. Kalp istem dışı çarpmaya başlar ve yalan söylemediği söylenir. Kalp atışlarının hızlanması gibi belirtilerle de bütün aşk belirtilerinin de kalpte başladığı söylenmekte.
Sonuç olarak aşk güzel şey. Bazıları aşkın hayatta sadece bir kez yaşandığını söylerken diğerleri de aşkın birkaç kez yaşanabileceğini ve aşık olmanın tek seferlik bir şey olmayacağını söylerler…
Neşeli günler…
Ama korkunca da kalp atışları hızlanır.