Anka kuşunun diğer adı Zümrüd-ü Anka’dır. Simurg da denir. Farklı kültürlerde yer alan bu efsane araştırmacıların bile böyle bir türün varlığının gerçekte var olduğunu düşünmelerine yol açmıştır.
Örnek olarak eski Yunan mitolojisinde kalın tüylü ver kartaldan biraz büyük olarak yer almış ve onun varlığına inanılmıştır.Oldukça uzun ömürlü ve herkesin göremeyeceği onu görenlerin ise mutluluğa uzanacağı söylentileri alıp başını gitmiştir.Birçok sanatsal figüre ve hikayeye konu olan Anka Kuşunun hikayesi farklı kültürlerde aynı şekilde yorumlanmıştır.
Türklerin yaptığı ilk insansız hava uçağına da Anka adı verildi. İlk uçuşunu 2010 yılında yaptı.
Anka Kuşu ile ilgili en çok bilinen efsane şudur:
Anka Kuşu rivayete göre bilgi ağacının dallarında yaşar ve her şeyi o bilirmiş.Kuşlar dünyasında ters giden her şeye Anka’nın çözüm bulacağına inanılırmış.Bir an gelir Anka ortalıkta görünmez olur,diğer kuşlar onu aramak için yola koyulurlar. Ona ulaşmak zorludur hatta o Kaf Dağının tepesindedir oraya varmak için de zorlu vadiler ve tepeler aşmak gerekir.
Birbirinden farklı ve zorlu vadiler:
– İstek
– Aşk
– Marifet
– Hayret
– Tevhid
– Yokluk Vadileri.
Hep birlikte yola çıkan kuşlar zaman geçtikçe birer birer vazgeçmişler ve dökülmeye başlamışlar. Kaf Dağına vardıklarında 30 kuş kalmış geriye sonunda bu sırrı sözcükler dile getirmiş ve Farsça ”Si” 30 demek ”Murg” ise kuş yani Simurg(Anka Kuşu) 30 kuş demek o 30 kuş anlamış ki hepsi Simurg…
Masallara,şiirlere,şarkılara hatta beyaz perdeye konuk olan Anka Kuşu bir dönemin yeniden var oluş,diriliş sembolü rivayette anlatıyor ki kimse Anka’yı uzakta aramasın sabreden ve emek veren herkes aslında kendi Anka Kuşunu yaratıyor.
Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp;
papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş(oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış):
Kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış;
baykuş yıkıntılarını özlemiş,
balıkçıl kuşu bataklığını.
Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.
Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi ‘şaşkınlık’ ve sonuncusu Yedinci Vadi ‘yokoluş’ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş… Kaf Dağı na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.
Simurg un yuvasını bulunca öğrenmişler ki;
Simurg Anka, Otuz Kuş demekmiş.
Onların hepsi Simurg muş. Her biri de Simurg muş.
Anka kuşu ile ilgili bir şiir:
Yanıyordu güneş,tüm gücüyle yanıyordu. İnliyordu sanki milyon parça kalbi. Paramparça olmuş her tarafa saçılmıştı acıyla yanan kırıkları .Direniyordu güneş,tüm bu acılara,inadına direniyordu. bitiyordu saniyeler ilerledikçe,bir anka kuşu misali yanıp yanıp kül oluyordu her bir parçası . .Yine de İnadına direniyordu !
inatçıydı çünkü güneş hep güçlüydü,hep o en güçlüyü oynardı ona biçilen rol buydu bu evrende. Şimdi yenilgiyi nasıl kabul ederdi.Doğuştan savaşçıydı,acılara dayanmak yanmak yakılmak için doğmuştu,bitiyordu işte onun da zamanı geçiyordu. . Bıraktı sonunda kendini,özgürlüğü hissetti ve o hep duymayı istediği şarkıyı duydu,kapattı gözlerini,yok olmayı bekledi canlı canlı yanarken ölümü bekleyen bir Anka kuşu gibi . ..