Tebrikler, hamilesiniz! Yeni bir üye ailenize katılacak. Peki ama bundan sonra neler olacak?
Hamile olduğunuzu öğrendiğiniz andan itibaren, sizi bir dizi testin beklediğini bilmelisiniz. Bu testleri size kimse zorla yaptıramaz ancak sizi takip eden doktorunuz bir öneri olarak yaptırmanızı isteyebilir. Önünüze her çıkan testi yaptırmasanız da içinden birkaçını seçip onları da yaptırabilirsiniz.
Hamileliğinizin 6.veya 7. haftasında bebeğin oluşum kesesini ultrasonda göreceksiniz, en geç 8 veya 9. haftasında da minicik bebeğinizin kalp atışlarını duyacaksınız. Kalp atışları yetişkin bir bireye göre oldukça hızlıdır. Buna şaşırmayın.
Gebeliğin 11-14. haftaları arasında ikili test adı verilen bir test yapılır. Bebeğin genetik bir hastalığı olup olamayacağına dair bir ipucu vermesi için yapılır, bebekte down sendromu olup olamayabileceği incelenir. Test için ideal zaman 13.haftadır. Annenin kolundan kan alınır, bir hafta içinde sonuçlar çıkar. Bu test tamamen risklere göre olasılıksal sonuçlar verir. Testin pozitif çıkması, bir soru işareti oluştursa da kesinlikle bebekte bir problem olduğu anlamına gelmez.
Testte Biyokimyasal Trizomi 21 riski ve Kombine Trizomi 21 riski çıkar. Bu risklerden önemli olanı Kombine risktir. Değer 1/200 ün altındaysa riskin büyük olduğu söylenerek sizi daha kesin sonuç verecek testlere yönlendiririrler.
Risk çıkan anne adayları doğal olarak panik olurlar. “İkili testte riskim yüksek çıktı.” şeklinde aramalar yaparak aslında bunun ne anlama geldiğini merak ederler. Kesin tanı testi olmadığı için endişe etmeye gerek yoktur. Doktorlar bu noktada sizi amniyosenteze yönlendirecektir.
Amniyosentez hastalıklar hakkında daha kesin sonuç verir. Amniyosentez gebeliğin 16. haftasında yapılır. Karından iğne ile girilerek bebeğin içinde bulunduğu amniyo sıvısından bir miktar alınır ve teste yollanır. 3 haftanın sonunda sonuç çıkar. Tabii ki amniyosentez işleminin de riskleri vardır. Bir müdahale çeşidi olduğundan bebeğin kaybedilmesi söz konusu olabilir. Bu yüzden çok iyi ellere emanet etmek gerekir. Bu işlemden sonra bir gün istirahat verilir.
Başka bir kesin tanı yöntemi ise anneden kan alınarak yurt dışına gönderme işlemidir. Bunda bebek sağlığı açısından bir risk yoktur ve güvenle yapılabilir. Ücreti yüksek olduğundan herkesin yaptırması zordur. Yaklaşık olarak 1.500-3000 TL arasındadır.
Gebeliğin 16.-18. haftalarına geldiğimizde üçlü test adı verilen başka bir test yapılır. Bunu da yaptırmak zorunlu değildir. Hatta riskleri tespit etmesi bakımından daha başarısızdır. Bu yüzden çok tercih edilmez.
NOT: Amerikan Obstetrisyenler ve Jinekologlar Birliği 35 yaşından büyük gebelere, ikili ve üçlü testleri yaptırmaları yerine direkt olarak amniyosentez veya koryon villus biyopsisi yaptırmalarını önermektedir. Çünkü her iki tarama testi de sonuç olarak riskli grubu belirlemeye yaramakta ve kesin sonuç vermemektedir. Ayrıca 35 yaşından sonra gebelerde zaten yaş nedeni ile down sendromu ve kromozomal anomali riskleri artmaktadır.
16.-21. gebelik haftalarına gelindiğinde dörtlü test adı verilen başka bir test karşımıza çıkar. Yine yapılması zorunlu olmadığı gibi doktorun sizi yönlendirmesine bağlıdır. Anneden kan alınıp en geç 1 saat içinde sonuç çıkar. 2li test gibi önemli bir testi kaçırdıysanız bunu yaptırabilirsiniz. Down sendromuna sahip bebeklerin %80’ini doğru olarak tespit eder. buna mukabil %20’sini gözden kaçırabilir. Yani yine kesin bir sonuç vermez. Riskiniz yüksek de çıksa endişelenmeyin.
Dörtlü testten sonra artık isteğe göre ayrıntılı ultrason yapılabilir. En doğru zaman gebeliğin 22-24 haftaları arasıdır. Bu ultrason diğerlerine göre daha detaylı sonuçlar verir. Genelde riskli olan gebelere yapılır. Ücreti diğer ultrasona göre fazla olduğundan herkesin yaptırması zordur. İncelemede tüm organlara tek tek bakılır ve iyi olup olmadığına dair rapor verilir. Yine down sendromu riski varsa burada görülebilir. İncelemeyi yapanın uzman Perinatolog olması gerekir. Bebeğin kolları, bacakları, kafa ölçüleri tek tek hesaplanır.
Uyarı: Bu testler riskleri gösterdiğinden bazı anne adayları hiç bu streslere girmek istemediklerinden testleri yaptırmazlar. Sonuçlar kesin çıksa bile asla kürtaj seçeneğini deneyemeyeceklerinden kafa bulandırmaya gerek olmadığını söylerler.
Gerçek: Bir de tüm testleri yaptırıp negatif değerler aldığı halde, yani hiçbir risk görülmediği halde doğumda down sendromlu olan bebekler görülmüştür. Siz kendinizde çıkan risklere üzülürken öte yandan risksiz olduğu halde sendromlu doğan bebeklerin olması testlerin ne kadar başarısız olduğunu da gösterir.
Artık testler bitti. Bundan sonra 25. haftada yapımına başlanan Şeker yüklemesi istenebilir. Ailede şeker hastalığı varsa doktorunuz sizden ısrarla isteyebilir. Yine karar sizindir. Ailede hiç şeker olmadığı halde bazılarında gebelik şekeri de çıkabilir. Bazı doktorlar açlık şekerine bakıp düşük gördüklerinde yüklemeye hiç gerek duymazlar. Kimileri yüklemeyi zararlı bulsa da kimilerine göre çok gerekli ve zararsızdır.
İlk olarak açken anneden kan alınır. Sonrasında 50lik veya 75lik şekerli içecek verilerek tekrar kan alınır. 50likte bazen tereddütlü sonuç çıkabileceği için 75lik yüklemenin yapılması tavsiye edilir.
Aşılar: Sağlık ocaklarında ücretsiz olarak yapılan veya her hastanede de yapılan tetanoz aşıları vardır. Bu aşılar doğumdan önce anneye yapılır ve bebeği de korur. İlki 20. haftada yapılan aşının sonraki dozu bir ay sonra yapılır. Kullanmadığınız kolunuzun en üstünden ense kısmından yapılır. İlk gün banyo yapılmaması gerekir. Yaklaşık iki gün ağrı verse de sizi koruyacağından mutlaka yapılması tavsiye edilir. Devlet bu aşıyı zorunlu koşar.