Dokunulmamış Kadınlar.. Öyle etkileyici öyle yaralayıcı hikayeler var ki bu kitapta.. Kitabın son sayfasını da çevirince birkaç dakikalık sessizliğe gömülüyorsunuz. Emine Supçin’in yazdığı kitap iz bırakıyor.
Erkeklerin zulmüne uğramış kadınların farklı hayat hikayeleri çarpıcı bir biçimde işleniyor. Bir çocuk gelinin hayatı emin ellerde bambaşka noktalara geliyor. Tecavüze uğramış, insana yakışmayan eziyetlere maruz kalmış hayatlar.. Hepsi ayrı yeteneklere sahip kadınlara hayran oluyorsunuz. Karakterlerle dost olup acılarına yoldaş oluyorsunuz.
Supçin, geçmişe götürme tekniğini de kitabında kullanmış. Yazar, okurlarını Mevlana ve Şems’in yanına götürüyor, onların sohbetine misafir ediyor. Doğu-Batı karşılaştırmasında kadın-erkek ilişkilerini işliyor.
Oldukça akıcı bir kalemi olan Supçin’i bu kitapla tanıdım. Elimden bırakamadığım kitapta altını çizdiğim cümleler de çok oldu. Bu kitaptan sonra diğer kitapları da okuma isteği duymaya başladım.
“Filozoflardan Seksi Şeyler “ ve “Hiç” adlı kitaplarıyla başlayan yazım yolculuğu, “Dokunulmamış Kadınlar” ile devam eden yazara başarılılarının devamını diliyoruz.
Kitaptan bazı alıntılar:
“Cehaletin tek korkusu kadındır…
Çünkü, kadın öğrenirse, çocuklarına da öğretir.”
“Bütün kutsal öğretiler arınma ile başlar.
Gece, gündüzün arınma ritüelidir.
Yoksa sabah neden o kadar güzel koksun?”
“Bir eğitimci olarak beni asıl üzen beynine dokunulmamış kadınlardır.
Bilimden ve sanattan uzak tutulan, verimliliğin ve üretkenliğin, doğurmaktan başka çeşidini yaşayamamış kadınlar.”
“Cehalet sorgulamaz, yargılar. Cehalet öğrenmez, inanır.
Cehalet okumaz, hatmeder. Cehalet hoş görmez, katleder.
Cehalet ilkeldir, sosyalleşmez.
Medeniyetse, kadın ve erkeğin birlikte yürüyebilmesidir.”
Emine Supçin, Denizli 1966 doğumludur. Oxford Brookes Üniversitesi’nde İş İngilizcesi eğimini alır. Çeşitli okullarda İngilizce öğretmenliği yapar. Hâlen kendine ait Küresel Dil Danışma Merkezinde, yabancı dil eğitimi danışmanlığına devam etmektedir.