Doğadaki tek Omega 7 kaynağı olan ve meyve olarak hemen hiç tüketilmeyen yabani iğdenin, başta Uzakdoğu’da olmak üzere, asırlardır egzama, güneş yanığı ve diğer yanık türleri, dermatit, yara ve iltihapların bitkisel tedavisinde, etkin sonuçlar ortaya koyduğunu biliniyor.Bilimsel araştırmalar, Omega 7’nin, yüksek besin değeri ve yüksek miktarda doğal kimyasal içeriği ile hücre zarının fiziksel ve duygusal stresten korunmasında önemli bir rol oynadığını ortaya koyuyor. Omega 7, vücudun Collagen üretimini de artırıyor. Böylece cildin yıllar içinde esnekliğini kaybederek kırışmasını önlüyor ve cilde esneklik kazandırarak kırışıklıkları gideriyor.
Palmitoleik asit, cilt yağ tabakasının bir bileşeni olduğu için, hücre dokusu ve yara iyileşmesini destekleyen ve deriye doğrudan uygulanabilen değerli bir ajan olarak kabul ediliyor. Ayrıca, Rus kozmonotların uzayda güneş radyasyonundan korunmak için, Omega 7’nin doğal kaynağı olan yabani iğde meyveleri yediklerini ve yağlarını kremlerinde kullandıkları bildiriliyor.
Modern tıbbın dünyaca ünlü isimlerinden Prof. Dr. Mehmet Öz de, yabani iğdeyi, içeriğindeki Omega 7 asiti nedeniyle “bulunması zor ama sağlık açısından mucizevi bir meyve” olarak tanımlıyor. ABD’de yayımlanan sağlık programında konuklara yabani iğde tattıran Prof. Dr. Öz, “Yabani iğdenin Omega 7 kaynağı olan yağını ya da Omega 7 kapsülü, nemlendirici gibi günde bir kez cilde sürüldüğünde, serbest radikalleri kontrol altına aldığı ve cildin nemini artırdığı için, sağlıklı bir cilde kavuşmayı sağlıyor. Aynı zamanda kırışıklıkları yok ederek, cildi daha genç güzel bir görünüme kavuşturuyor” diyor.