Gece bir rüya görürüz ve sabah hemen rüya tabirleri kitabını açıp gördüğümüz şeyin ne olduğunu bulup o maddeyi okumaya başlarız. Gerçi şimdi internette her şey var. Eskisi gibi kitaptan da bulmuyoruz. Direkt google amcaya soruyoruz. “Rüyada denizde yüzmek” Hemen binlerce sayfa önümüze çıkıveriyor. Yalan-yanlış hatta masa başında yazılmış uydurma bilgilerle bile karşı karşıya gelebiliyoruz. Böyle durumlarda güvenilir internet sitelerine girmekte fayda var. Her ne ise..
Rüyada görülen nesne ya da durumla ilgili yazan yorumlamaların bir dediğiyle diğer dediği nedense birbirini tutmaz. Sözgelimi “deniz” görmek konusuna bakalım:
–Bir kimsenin rüyasında deniz görmesi; o kimsenin arzu ettiği şeylere sahip olacağına, rüyasında denize girdiğini gören kimsenin; büyük bir devlet başkanı ile tanışacağına veya büyük bir mevkiye sahip olacağına delalet eder.
–Rüyasında yüzdüğünü gören kişi çok başarı kazanacağı iş yolculuğuna çıkacaktır.
–Rüyada denizde, gölde, nehirde yahut havuzda yüzdüğünüzü görmek, bir çok günah işlediğinizden dolayı ruhunuzun azap çektiğine ve bu günahlardan arınmaya çalıştığınıza delalet eder.
Pekii bir hangisine inanalım? Veya inandık diyelim, ne yapmamız gerekir? Bir köşede oturup yüksek mevkilerde iş sahibi olmayı mı bekleyelim yoksa çok günahkar olduğumuzu düşünüp dertlenelim mi?
Bir insan neden rüya tabirlerini okur ki? Sonucunda ne kazanırız ya da ne kaybederiz? Bazı rüya tabirleri de öyle şeyler yazar ki endişelenmeden edemeyiz. “Yakında aileden birinin kaybedileceğine..” “Ömrünün kısaldığına..” gibi cümlelerin sonu yoktur.
En iyisi biz bunları okumayalım ve “Hayırlısı” deyip konuyu kapatalım. =)