Hayat koşturmacası içindeyken stres peşimizi bırakmıyor. Bir de İstanbul’da yaşıyorsanız üzerinizde bir yükün olduğunu hissedersiniz. Sürekli bir yere yetişme telaşı, otobüsü kaçırmama, metrobüste sıkışacak bir yer bulabilme düşüncesi.. Yağmurun yağdığı günlerin ayrı eziyeti.. Tıkanan trafik.. En yüksek ücretlerde elektriği kullanan, doğalgazı yakan da biziz. Neyse fazla düşünmeyelim. Biraz Polyanna olsak ne olur ki.. =)
İşte Polyanna kuralları =)
. Evimi bir parti sonrası temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam; bir çok arkadaşım var demektir.
· Faturalarımı ödeyebiliyorsam; bir işim var demektir.
· Pantolonum biraz sıkıyorsa; aç kalmıyorum demektir.
· Gölgem beni izliyorsa; güneş ışığını görüyorum demektir.
· Otobüsten indiğim yerden işyerime yolu çok uzun buluyorsam; yürüyebiliyorum demektir.
· Hükümet hakkında eleştiri yapabiliyor ve bu eleştirileri başkalarından da duyabiliyorsam; konuşma özgürlüğümüz var demektir.
· Otobüs beklerken yanımdaki adam anahtarıyla oynuyor ve ben bu sesten rahatsız oluyorsam; duyuyorum demektir.
· Camları silmem, çatıyı onarmam gerekiyorsa; bir evim var demektir.
· Doğal gaz faturam yüklü geliyorsa; ısınıyorum demektir.
· Çalar saatim sabahın köründe çalıyorsa; yaşıyorum demektir.
· Yığınla yıkanacak ve ütülenecek çamaşırlarım varsa; yığınla giyeceğim var demektir.
· Akşamları kendimi yorgun hissediyorsan ve bacaklarım ağrıyorsa; o gün üretici olmuşum demektir.
· Ve tüm bunların farkına varabiliyorsam, mutluyum demektir.. =)