Bazılarımız kahveye dayanamıyor. Sürekli kahve içse de bıkmıyor. Tabii her şey dozunda güzeldir. Bu yüzden iki fincandan fazla kahve içilmesi önerilmiyor. Kahve bizleri uyanık tutmaya yarıyorsa da kendimizi alıştırırsak bağımlılık yaptığı da bir gerçek. İnsanların doğal yorgunluğu vücut tarafından gün boyunca üretilen adenozin adlı molekülden kaynaklanıyor. İnsanlar uyuduğu zaman adenozin konsantrasyonu azalıyor.
Uyandıktan sonra gün içinde adenozinin birikmesiyle uyku hali ve yorgunluk baş gösteriyor. Sabah içilen kahve; kafeinin beyin hücreleri için adenozini andırmasıyla bu sürece müdahale ediyor. Şekil olarak benzer oldukları için, kafein beyindeki adenozin reseptörüne bağlanabiliyor. Kafeinin, adenozinin yerine kilitlendiği zaman ise adenozinin tutunmasına imkan kalmıyor ve bu da onun birikip, uyku haline yol açmasını engelliyor.
Birkaç saat boyunca uyanık ve enerjik kalmanın ardından, vücut yeni reseptörler üretmeye başlıyor ki bu durumda, uyanık kalmak için daha fazla kafein tüketmek gerekiyor. Reseptörlerin üretilmesiyle gün içindeki kafein ihtiyacı artıyor ve bir süre sonra uyanık kalmak için gerekli olan miktar artmaya başlıyor. Kahve içmeyi bırakmaya çalıştığınız zaman ya da günlük alımınızı geciktirdiğinizde normalde olandan çok daha yorgun hissetmeye başlayıp yoksunluk sendromuna yakalanabilirsiniz.
Amerika’da yapılan yeni bir araştırmanın sonucuna göre ise; bir bardak kahve baş ağrısına, karaciğere ve mide rahatsızlıklarına karşı faydalı oluyor.