Nermin Bezmen’in “Kurt Seyt Ve Shura” adlı kitabından uyarlama olan dizinin baş rollerinde Kıvanç Tatlıtuğ ve Farah Zeynep Abdullah oynuyor. Star Tv’de başlayan dizinin konusu bir hayli ilginç.
Rusya’da zor hava şartlarında yapılan çekimlerde yaşanan zorluklar nedeniyle gecikme yaşandı. Dizi ancak Mart ayında ekranlara gelebilecek. Başrol oyuncusu Kıvanç Tatlıtuğ, karlı havada yapılan zorlu çekimler sırasında attan düşerek kaburgasını kırmıştı. Bu yüzden artık zorlu sahnelerde ona çok benzeyen Rus bir dublör kullanılacak. İşte o dublör..
Şura, zengin ve asil bir Rus ailesinin güzeller güzeli kızıdır. Şura, Petrograd’da ilk kez sosyeteye takdim edildiği baloda Kurt Seyit’le tanışır ve ona ilk anda aşık olur. Bu aşk her türlü engele, entrikaya rağmen güçlenerek büyürken, çeşitli zorluklarla da sınanır… Şura, Kurt Seyit’in elini tuttuğu ilk günden itibaren büyümeye başlar, küçük bir kızken şahane bir kadına dönüşür. Kurt Seyit’le yaşayacağı serüven, hayatının anlamını değiştirir. Bu fırtınalı aşk onu, heyecan dolu bir maceraya sürükleyecektir.
Kıvanç Tatlıtuğ’un hayat vereceği Kurt Seyit Eminof, Kırımlı bir Türk ailenin oğludur. Babası gibi Rus İmparatorluğu ordusunda, muhafız alayında görev yapan onurlu, lider ruhlu, başarılı bir subaydır. Çocukluğundan beri asker olarak yetiştirilen Kurt Seyit, babası gibi askeri görevini tamamladıktan sonra aile topraklarında bir hayat kurmayı hayal etmektedir. Kendisi gibi asker olan yakın arkadaşlarına ölesiye sadık, adalet duygusu çok gelişmiş ayrıca sıcak, şefkatli ve çapkın bir erkek olan Kurt Seyit’in kaderi Şura’yla tanışması, ardından Rusya’daki devrimle tamamen değişir. Şura’yla olan ilişkisi onun içinde bulunduğu tehlikeyi daha da büyütür. Kurt Seyit’in aşkı, ailesi için mücadelesi onu çok çalkantılı bir serüvenle İstanbul’a doğru yola çıkaracaktır.
Nermin Bezmen’in kitabının arka kapağında yazanlar ise şöyle:
Edebiyat dünyasına “Uyandıran Aşk” isimli şiir kitabı ile adım atmış olan Nermin Bezmen, bu kez Çarlık Rusyasının debdebeli yaşantısından Bolşevik ihtilali ile İstanbul’a sürüklenen hayatları anlatıyor. 1892’nin Yalta’sından St. Petersburg’un saltanat günlerine, Karpatlar cephesinden ihtilalin cehennemine ve nihayet işgal altındaki İstanbul’a, 1920’lerin Pera’sına, macera dolu bir yolculuk yapacaksınız. Onlarla beraber polkaların, troykaların sihirli alemini, ihtilalin acımasızlığını, parçalanmış Osmanlı İmparatorluğunun son günlerini yaşayacaksınız.Kurt Seyt: Mirza Eminof’un oğlu olarak servet ve ünvanla doğmuştu. Yakışıklıydı, hırslıydı, cesurdu. Çar Nikola’nın Muhafız Alayında genç bir Üsteğmen oluşu onu Bolşeviklerin ölüm listesine dahil etmişti. Kaçarken getirdiği bir taka dolusu silahı Mustafa Kemal’in Kuva-yi Milliyesine teslim ettiğinde, karşılık istemeyecek kadar gururluydu. Hayatına sıfırdan başlarken elinde kalan serveti sadece gururu ve aşkıydı.Shura: Tchaikovsky nağmelerinin romantizmi ile sarılmış karlı bir Moskova gecesinde, henüz onaltısındayken saf güzelliği, beklentisiz aşkı ile Seyit’in dünyasına girdi. Ailesinin ünvanı, serveti onun da ülkesinde kalmasına yardımcı olamadı. Sevdiği erkekle atıldığı bu macerada bir daha hiç göremeyecekleri vatanlarının, ailelerinin, artık yaşamayacakları geçmişlerinin hasretlerini birbirlerinin aşklarında dindirmeye çalıtılar.Büyük bir aşkın, harbin, ihtilalin, hasret ve hüzünlerin hikayesi ile okuyucuyu baştan sona kendine has bir tat, merak ve heyecanla sürükleyen, uzun süren araştırmaların gerçeklikle aktarıldığı bir roman, “Kurt Seyt ve Shura.”