Tolgahan Özseven, 302 kiloyken kadınlar tarafından sempatik olarak tanımlandığını şimdi ise yakışıklı olarak görüldüğünü söylüyor. Birçok diyeti deneyen ancak istediği kiloyu veremeyen Özseven, tam 203 kilo vermiş. Kilo vermeye tam olarak babasını kaybettikten sonra, onun vasiyeti üzerine karar vermiş. Başarısını ‘Mucize Adam’ adlı kitapta yazmış ve fazla kiloları olan herkese de kitabını okumalarını tavsiye ediyor.
Özseven tam 32 ayda fazla kilolarından kurtulmuş. Kendi ağzından hikayesi şöyle:
“Türkiye’nin neredeyse konusunda duayen denilecek kadar iyi doktorlarına gittim. Başvurmadığım iç hastalıkları uzmanı, diyetisyen kalmadı. Birçok zayıflama kampının, alternatif tedavi yöntemi uygulayan sağlık kuruluşunun kapısını çaldım ama olumlu sonuç alamadım. Benim kırılma noktam babamın vefatıydı. Babamın vefatından sonra kilo vermek için söz verdim kendime. Tabii ki öncelikle her şey inanmakla başladı. Ben de kendime inandım ve bu yola baş koydum. Kilo vermeyi başardıktan sonra 25 yıl boyunca kilolu geçirdiğim hayatımı kaleme aldım. Kilo almaya ilkokul birinci sınıfta başladım. 5. sınıfta 125 kiloya çıkmıştım ki bu kadar kilo bir ilkokul öğrencisi için çok fazlaydı. Ortaokul, lise ve üniversite hayatım çok zor geçti. Şu halimde, bu kilomda hayata sıfırdan başlayıp okumak isterdim. Arkadaş çevrem genişti ama çağırdıkları ortamlara, sosyal aktivitelere katılamazdım. ‘Rahatsızım, işim var, babam göndermiyor’ gibi bahaneler üretirdim. Kilolarım sebebiyle kaçardım. İş arkadaşlarımın mesai dışı yaptığı aktivitelere de aynı bahanelerle katılmıyordum. 250-300 kiloluk birinin toplu taşıma araçlarını kullanması çok zordur haliyle ben de çok zorlanıyordum. Bir kere denedim, iki kere denedim ama üçüncü kez deneyemedim. Toplu taşıma kullanmayı bıraktım. Çünkü ne rahat hareket edebiliyor ne ayakta durabiliyordum. İnsanların o şaşkın ifadeleri, alaycı bakışları, hadsiz konuşmaları ve gülmeleri sosyal hayattan soyutlanmama neden olmuştu.”
“Ben diyet değil, sağlıklı beslenme diyeti yaptım. Önce sağlıksız beslenmeyi bir kenara bıraktım. Karbonhidrata ve şekere karşı savaş başlattım. Şişmanlığın ve kilo almanın asıl sebebi çok fazla tüketilen karbonhidrattır. Ara öğün yemedim. Diyetisyenler 3 ana ve 3 ara olmak üzere toplam 6 öğün beslenme veriyordu. Ben 3 öğün beslendim zaten şu anda kabul gören 3 ana öğün yenmesi. Ara öğünler yağ yakmaya yardımcı olan hormonun salgılanmasını engelliyor. Doğal tereyağı ve doğal köy yumurtası kullanmaya özen gösterdim, yoğurdumu kendim mayaladım. Kilo verme sürecinde pişirme yöntemlerine de dikkat ettim. Genelde yemekleri saatlerce kaynatırız ki bu çok yanlış. Beslenme prensiplerimden biri de karbonhidratı azaltıp proteini çoğaltmak oldu. Doğal tereyağı kullandım. Doyabildiğim kadar et, balık, tavuk ve yeşil sebze tükettim. Hareket etmeye başladım, düzenli spor yaptım. Yardımcı doğal gıdalar kullandım; Elma sirkesi,
alıç sirkesi, çörek otu, yeşil çay, acı biber sosu ve acı biber kullanalım.
Elma sirkesi; Hem vücut direncini artırıyor hem detoks görevi yapıyor. Yağların yanmasına yardımcı oluyor.
Alıç sirkesi; Kalp-damar problemi olanlara takviye olarak satılıyor. Fazla kilomdan ötürü kalp, damar sağlığım bozulmasın diye kullandım.
Çörek otu; Hem sindirim sistemine yardımcı, hem de tokluk hissi veriyor. Sabah kahvaltılarında ya da iki günde bir bazen her gün peynirin üzerine serpip yerdim.
Yeşil çay; Yağların yakılmasını ve bağırsakların çalışmasını sağlıyor.
Acıbiber sosu; Hem C vitamini açısından hem de içindeki yağ yakıcı özelliğinden dolayı meyve yerine tercih ettim. Bol bol tükettim.”